Türkçe Anlamı: güvence vermek, temin etmek, sağlamak, inandırmak
Örnek Cümleler - Her doctor has assured us that she'll be fine - Excellent reviews have assured the film's success - Tim waited a moment to assure himself that he was not being followed
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.